Değerli dostlar, geçen hafta sizlere “büyüklere küçücük masallar” anlatacağımı söylemiştim. Bu masalın ilk bölümünü oluşturan “İpsiz Deve” adlı masalcığı geçen hafta anlattım. Bu hafta da devenin ekürisi olan eşekle ilgili bölümü anlatacağım.
***
Eşekle ilgili birçok olay, öykü, masal duymuş veya dinlemişsinizdir. Bu hafta sizlere eşekle ilgili az bilinen birkaç özellik aktarıp geçen haftaki konu ile kaynaştırmak istiyorum. Geçen haftaki deve ile ilgili ilginçliklerden sonra gelelim eşeğin ilginçliklerine. Kimse eşeğe, “eşek” deyip geçmesin! Neden mi? Birlikte okuyup öğrenelim.
***
Eşek, bir defa gittiği yolu asla unutmaz. Bu yüzden değerli ve makbul sayılan at ve deve kervanlarına kılavuzluk yapar. Eşeklerin en önde giderek kılavuzluk yapmaları hem doğru yoldan sapmamak için hem de olabilecek tehlikeleri at ve deveden çok daha önce fark ettikleri için önemlidir. Bahçenize bir yabancı girdiğinde size onu haber verir. Kendisine, yavrusuna veya bulunduğu ortama karşı bir tehdit gördüğünde hem sizi uyarır hem de tehdidin üzerine giderek tehdidi ortadan kaldırmaya çalışır.
***
Eşekler, gördükleri şeyleri iyi analiz edebilen nadir canlılardan biridir. Eşekler, zeki hayvanlardır. Bulundukları ortamı ve neden orada bulunduklarını bilirler. Eşek, bir mühendis gibi yokuşları matematiksel bir eğimle geçerek kısa mesafeleri de virajlar alarak çıkar. Eşek, bir kere düştüğü çukura ikinci kez düşmediği gibi bir kere bastığı bataklığa bir daha basmaz. Bir eşeği benzer biçimde iki kez kandırmanız çok zordur. Eşek, sıpasını doğururken kimseden yardım almaz, bakımını ve eğitimini kendisi verir. Eşek, kendine iyilik yapanı da kötülük yapanı da asla unutmaz.
***
Eşeğin gözleri öylesine ilginç ki yakından bakan içinde kaybolur. Size eşekle ilgili bir başka ayrıntı daha aktarayım. Felsefede eşek çok düşünen az konuşan insanın sembolüdür. Kızdığı zaman çifte atan eşek, attan daha akıllıdır. Kulaklarını diktiği zaman derin derin düşündüğü anlamına gelir. Eşeğe hayvanlar âleminin dervişi benzetmesi bile yapılır. Eşeğin çok sabırlı bir hayvan olduğunu eşek sahipleri çok iyi bilir. Eşek, temiz ve berrak olmayan suyu içmemeye dikkat eder.
***
Bu sayılan özelliklerinden dolayı eşeğin hayvanlar âleminin bilgesi olarak düşünüldüğü de görülür. Tüm anlatılanlardan dolayı bazı insan görünümlü yaratıklara eşek demek, eşeklere yapılmış en büyük hakaret olur. Evet değerli dostlar, şimdi geçen haftaki “İpsiz Deve” masalcığı ile bugünkü “Eşek” gerçeğini karşılaştırdığımızda varacağımız sonuç ve alacağımız ders neler olabilir? Birileri kendini üstün görüp “deve”ye benzetirken karşısındakini aşağılamak için de “eşek” yerine koyması, o kişinin cahilliğini ve acizliğini gösterir. Bu tip seviyesiz cahillere de ancak acınır.
***
Büyüklere küçücük masallardan anlaşılacağı üzere eşeğin niçin deve kervanının önünde yürüdüğü, neden develere rehberlik yaptığı apaçık ortada. Birileri kendini deve yerine koyuyorsa “İpsiz Deve” öyküsündeki benzer durum birçok insanın da başına gelecektir. Çünkü onların akılları da düşünceleri de bakış açıları da ipsiz bağlanmış develer gibidir. Böyle kişilerin sınırlarını gerçekler değil, kendi zihin açıları ve inandıkları belirler. Siz, siz olun, insan olun, insani özellikler taşıyın. Kimseyi kimseye benzetmeyin; kendiniz olun. Hiçbir şey olamıyorsanız yok olun!
***
Sözün Özü:
Ne olduğun o kadar bağırıyor ki ne dediğini duyamıyorum. Stefan Zweig