Sevgili okurlar; Denizcilerin ve balıkçıların sefere veya ava çıktıklarında, "vira bismillah" derler. Özellikle denizcilerin kayığa bindiklerinde, kayıklarını sahilde bağlamış oldukları İskele Babasından halatlarını veya çapalarını sudan çekmeden önce, güne ve ava başlamada iyi bir başlangıç dilek ve temennisi olarak kullandıkları bir sözcüktür. Vira bismillah denilerek balık avına çıkılır. Özellikle Karadeniz’de Vira bismillah denilerek denize açılırlar. “Vira” Rumca, Bismillah Arapça bir kelimeden oluşur. *** Diğer bir konuda Hacıyatmaz sözlük anlamına baktığımızda; Cisim olarak nereye, nasıl bırakılırsa bırakılsın, dibinde bulunan ağırlık sebebiyle dik bir durum alan oyuncak. Diğer bir ifadeyle, Güç durumlarda kaldığında çıkarı için kişiliğinden özveride bulunarak kendini çabucak toparlamayı beceren kimseye denilmektedir. Halk arasında kahvehanelerde veya parklarda sohbet aralarında birilerini tarif ederken, “Hacı yatmaz” gibi adamdır sözcüklerini sıkça duyarız.  “İmamın Kayığına dahi bindirsen, yine sallana, sallana ayağa kalkar” diyorlar. *** İyi güzel de, Manisa da insanlar bu sözcüğü bu günlerde neden çok kullanmaya başladılar derseniz, tahmini olarak sebebi belli. CHP’nin Genel kurulu sonrası, Genel başkanlığı seçimini Manisa Milletvekili Sayın Özgür Özel’in kazanmasının sebep oluğunu ve akımsallık içerisinde kısa yorum yapma ifası olduğunu sanıyorum. Siyaset konuşulduğu kahvehane ve park alanlarında bu ifadeleri duymak artık kaçınılmaz oldu. Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olarak, Özgür Özel’i yapılan kongrenin birinci oylamasında az bir farkla da olsa devirememesini gören Manisalılar, “Hacı yatmaz sıyırdı yine,”  deme sesleri duyuldu. Kongrenin 2.ci oylamasında alınan sonuçlarını gören Manisa halkı bu coşku ve sevinç kutlamalarını kent meydanlarına taşırarak kutlasalar da, bazı insanlar; “pek sevinmeyin (İmamın kayığına) pardon, İmamoğlu’nun kayığına bindi.” Diyorlardı. Manisa için gurur kaynağı olan CHP Genel Başkanlığı, insanları neden endişelere taşıyor, anlayamadım!    ULUSAL BÜTÜNLÜĞÜ SAĞLAYABİLECEKLER Mİ? Yerel seçimler kapıya dayanmışken, pamuk ipliğine bağlanmış bir Ana Muhalefet Partisi ile karşı karşıyayız. Partinin küskünlerini, memnuniyet arz etmeyen bazı yerel yöneticilerini, partiye emek verdiklerini söyleyen 68 – 78 kuşağını, gençleri ve kadınları toparlaya bilecek, halkın hassas olduğu konulardan ulusal bütünlüğü sağlayabilecekler mi? Bunu tahmin edemiyorum. Yoksa; Muson rüzgarları misali, seçim öncesi yaşadığı yaz mevsimi boyunca denizden kara istikametine, Karadeniz’den başlayarak, güneye doğru esen rüzgarların etkisi ile muson rüzgarlarını hep aynı yönde esecek sanarak pembe seçim haritaları hayallerine mi kapılacak? Kış mevsimine gelindiğinde Muson Rüzgârları yön değiştirir. Yön değiştirdiğinde, karadan denize doğru esmeye başlar. Güneydoğudan esecek olan seçim rüzgârı, Karadeniz’i etkisi altına alması mümkün görünmektedir. Bu durum, Muson Rüzgârının kış mevsimine girdiğinde Karadeniz’de büyük çalkantılara sebep olacağı görüntüsündedir. *** İmamoğlu’nun kayığına binen “Hacıyatmaz’da” coşkun dalgalara dayanma gücü kalır mı, kayık batar mı, orasını bilemeyiz. Güç durumlarda kaldığında “Hacı yatmaz misali” özveride bulunarak kendini çabucak toparlamayı becerebilir mi? Bir atasözü var, “Burnunun sığmadığı yere, kafanı sokma” diye. Muson Rüzgârlarının çıkış nedeni kara ve denizlerin farklı ısınma özelliklerine sahip olmasıdır. Basınç farklılığından olan bu mevsimlik rüzgârlar özellikle yaşadığımız, Asya kıtasının genelinde görülür. Sizler ne dersiniz bilemiyorum. Sağlıklı yaşayın, sağlıcakla kalın.