Sevgili Okurlar; Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi İzleme Komitesi, Azerbaycan heyetinin AKPM'ye itimatnamelerinin kabul edilmemesi hakkında oturum yaptı. İzleme Komitesi, 20 yılı aşkın süredir Avrupa Konseyi üyesi olmasına ve Azerbaycan'da insan haklarının durumuna ilişkin kabul edilen çok sayıda almış olduğu karara rağmen, Azerbaycan'ın KPM’ye karşı önemli yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmasından duydukları endişeyi dile getiriyor. Raporda, Azerbaycan'da özgür ve adil seçimler, kuvvetler ayrılığı, yasama organının yürütme erki karşısında zayıflığı, yargı bağımsızlığı ve insan haklarına saygı konusunda hâlâ çok ciddi endişelerin olduğu vurgulanıyor. Raporda ayrıca, 7 Şubat'ta yapılacak olan Azerbaycan’daki seçimleri gözlemlemek için davet göndermemek ve Azerbaycan'la ilgili eş raportörlerin siyasi nedenlerle tutuklandığı iddia edilen kişilerle görüşmesine izin vermemek de dahil olmak üzere, Meclis'in izleme prosedürüne aykırı olarak Azerbaycan'ın işbirliği yapmamasını da üzüntüyle karşılamaktadır diye biliyorlar. *** Azerbaycan'ın AKPM heyeti başkanı Samad Seyidov, itimatnamelerin kabul edilmemesi için öne sürülen gerekçelerin asılsız olduğunu ve Azerbaycan'a yönelik önyargının köklü ve açık bir tezahürü olduğunu söyledi. Samad Seyidov, "Heyetimizin itimatnamelerinin onaylanmasının reddedilmesi, AKPM'nin ve genel olarak Avrupa Konseyi'nin itibarına ciddi bir darbe olacaktır ve bunun ciddi sonuçlarının sorumluluğu, bu adımı başlatanlara aittir" dedi. Beklenen oldu; Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Azerbaycan heyetinin bu kurumdaki itimatnamelerini kabul etmedi ve bir yıl süreyle Meclis'ten ihraç etme kararı aldı.  Bu karar, 24 Ocak'ta AKPM genel kurul toplantısında alınıyor.      TEHLİKELİ MAHKUM Ukrayna ve Türkiye'den yalnızca iki PACE üyesi karara karşı olduklarını ifade edebiliyor. Sorunların çözümü için Azerbaycanlı milletvekilleriyle diyaloğun devam etmesi gerektiğini de kaydediyorlar. Karar 76 lehte, 10 aleyhte oyla kabul ediliyor. AKPM'nin 4 üyesi çekimser kalıyor. Tarihi sürece göz attığımızda karşımıza, Başta ABD olmak üzere, Avrupa Birliği’nde Fransa, Almanya sokaklarında ihtar etme ihtiyacı duymadan polisler tarafından, ırkı, dini ve ekonomik boyutu zayıf olanların öldürülmesi, basın mensuplarının tutuklanması, Avrupa'nın bazı ülkelerinde gazeteciler haberi nedeniyle gözaltına alınma gibi muamelelerle karşılaşıyoruz. Bu ülkeler arasında Polonya, Finlandiya, Fransa, İngiltere ve İtalya bulunuyor ve Polonya'da İspanyol gazeteci Pablo Gonzalez, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasından hemen sonra "Rus ajanı olmakla" suçlanarak tutuklanıyor. Hapse girdikten 9 ay sonra ailesi ile görüşme sağlandığı bilinmektedir. "Tehlikeli mahkum" olarak değerlendirilen ve ağır koşullarda cezaevinde tutulan Gazeteci Pablo Gonzalez’ı hatırlamıyorlar galiba. *** Finlandiya'da 2 gazeteci ulusal sırları ifşa etmekten suçlu bulunduğunu, ocak ayında mahkeme tarafından, 16 Aralık 2017'de Helsingin Sanomat gazetesinde Finlandiya Savunma İstihbarat Teşkilatı hakkında haber yaparak ulusal sırları ifşa etmekten suçlu bulunmuştu. Haberin, yayın tarihinin üzerinden neredeyse 4 yıl geçtikten sonra mahkemeye taşınması tepkilerle karşılanmıştı. Gazeteciler Tuomo Pietilainen ve Laura Halminen'in devlet sırlarını ifşa ettikleri, mahkeme kararıyla kendi ispatları doğrultusunda suçlu bulunmuştu. Diğer taraftan, AKPM, ABD’nin, Irak ve Afganistan'da çok sayıda sivili ayrım gözetmeden öldürüp bu katliamları gizlemesi ve mahkumlara işkence etmesi gibi karanlık gerçekleri ortaya çıkaran Julian Assange'ın kurduğu WikiLeaks, 28 Ekim 2010'da ABD'nin işlediği suçları da delillendiren 251 bin gizli belgeyi yayımladığı belirtiliyor, Assange, Haziran 2012'de sığındığı Ekvador'un Londra Büyükelçiliğinden 11 Nisan 2019'da çıkarılarak gözaltına alındı ve tutuklanarak Londra'daki Belmarsh Hapishanesi'ne konulduğu ve “WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange, 2019'dan bu yana İngiltere'de halen tutuklu olduğunu biliyorlar mı? AKPM’İN HİÇ Mİ DİKKATİNİ ÇEKMİYOR?               Fransa’mı? Fransa'da 3 gazeteci, Fransız ordusu içinde bazı rütbelilerin, özellikle Afrika'nın Sahel bölgesindeki operasyonlar dahil askeri personel taşımacılığı hizmetine ilişkin çıkara dayalı anlaşmalarda uzun yıllar yolsuzluk yaptığına ilişkin 2018 tarihli haberleri nedeniyle Fransa İç İstihbarat Birimi (DGSI) tarafından 2022'de ifadeye çağrıldığı basınlarda yer almıştı. Haklarında suç duyurusunda bulunulan ve aralarında Fransa'ya ilişkin dosya haberler yapan Disclose'un kurucularından Geoffrey Livolsi'nin yer aldığı gazeteciler, bir askerin kimliğini ifşa ettikleri gerekçesiyle 5'er yıl hapis cezası ve 75 biner avroya varan para cezasına çarptırılma suçlaması ile karşı karşıya bırakılmıştı. Fransa'da, haftalarca süren emeklilik reformu karşıtı gösterilerde çok sayıda yerel ve yabancı gazetecinin polis şiddetine maruz kalması basına görsel yansımıştı. Gazetecilerin ayrıca sorguya tabii tutulması nedeniyle tartışmalar yaratılmıştı. Fransa’da 2023 yılında, geniş katılımlı protestoları takip eden gazetecilerin polis şiddetine maruz kalması, yerlerde sürüklenen protestocuların gördükleri orantısız şiddetler bu AKPM’in hiç mi hiç dikkatini çekmiyor?       İTALYA, ALMANYA VE BELÇİKA…   İtalya'da bir gazeteci Meloni'ye hakaretten yargılandığı galiba unutuluyor. Basın özgürlüğü alanına dair son tartışma İtalya’da gazeteci yazar Roberto Saviano'nun hakaretten yargılanmasının devam ettiği. İnsan hakları konusunda ve mafyaya karşı yazdığı yazılarla tanınan araştırmacı gazeteci-yazar Saviano, 2020'de katıldığı televizyon programında, o dönem muhalefet partisi lideri olan Başbakan Giorgia Meloni'ye ağır hakaret etmesi nedeni sebep gösterilmiş olup yargılama halen sürmektedir. Belçika'da mı? Protestoları haberleştiren muhabirler gözaltına alındığı. Ulusal kanal RTBF'nin 2 muhabiri ile teknik ekipten 3 kişi, 2018'de Brüksel dışında kurulan yeni mülteci merkezi protestosunu haberleştirirken gözaltına alındığı unutuluyor galiba. Yine 2022 Dünya Kupası'nda Fas ve Fransa arasında oynanan maç sonrasında düzenlenen gösterileri takip eden gazeteci Yassin Akouh gözaltına alındı. Akouh'un ve RTBF muhabirlerinin gözaltı nedenlerine ilişkin resmi makamlardan açıklama yapılmamıştı. Daha sıcak haber olan, Almanya’nın Mannheim kentinde elinde bıçak bulunan bir kişinin, polisin ateş etmesi sonucu hayatını kaybettiği dünya kamuoyuna yansıdı.      119 GAZETECİ YAŞAMINI YİTİRMİŞ Biraz hafızaları zorlamamız yeterde artarda; İsrail tarafından 7 Ekim 2023'ten bu yana bölgede öldürülen gazeteci sayısına bakarsak, İsrail ordusunun aylardır saldırılarını sürdürdüğü Gazze Şeridi'nde, 7 Ekim 2023'ten bu yana 119 gazeteci yaşamını yitirmiş. "Bu kadar kısa bir sürede, 4 ayını doldurmayan bir katliam veya soykırım hareketi olarak nitelendirilecek olan dar bir bölgede öldürülen Gazeteci sayısı dünya da 4 yılda öldürülen Gazeteci sayısının 17 katına ulaşmıştır. Bu kadar çok gazetecinin öldürülmesi ve yaralılarının sayısının kayıtlara alınmaması AKPM’ye utanç sayfası oluşturmaktadır. İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 11 bini çocuk, 7 bin 500’ü kadın olmak üzere 25 bin 490 Filistinli öldürüldü, 63 bin 354 kişi yaralandı. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor. Bu olaylarla ilgili AKPM hiç kınama yaptı mı? Bilen veya duyan var mı? KAFANIZI KUMDAN ÇIKARTIN    Bilmem yeterli mi?  Bu vurdumduymazlıklara yanıtlar, elbette yetersiz kalıyor anlatımlar.  Bu durumla, Uluslararası rezalet zincirine yeni bir halka eklenmiş oldu. 7 ŞUBAT 2024 Tarihinde Azerbaycan’da yapılacak olan seçimleri İlham ALİYEV % 97 ile kazanacaktır. Azerbaycan halkı Liderlerine sahip çıkacaklardır. Azerbaycan topraklarının 30 yıl esaret altında bırakılmasına göz yuman Emperyalist yayılmacı soykırımcı ülkeler, kirli amellerine ulaşamayacaktır. 30 yıl yalanları kendilerine rehber edinenler, Azerbaycan’ın insani duyguları savaşın postalları arasına almadan, kendilerine yapılan vahşeti ve soykırımı nispet almayarak, insanca davranmayı dünya kamuoyuna göstermiş oldu. 7 Şubat 2024 tarihinde Azerbaycan’da yapılacak seçimleri, gözlerini kin, nefret ve iftiralarla kapatanlar değil, gerçekleri görecek gözlerle siyasi temsilcilerin ve basın mensuplarının izleyeceğine inanıyorum. Neden böylesine fırtınalı yazı yazıyorum, 1915’te Ata yurdum Revan Hanlığı topraklarından zorla çıkartılan muhacir ailenin 1.ci nesliyim. Kör, sağır ve dilsiz ülkelere sesleniyorum, kafanızı kumdan çıkartın. “Soynali soyundan İlyashanoğlu Seyfettin Ayakyay” Sağlıklı kararlarla yaşayın, sağlıcakla kalın.