Sevgili okurlar;       30 Yıl toprakları Ermenistan işgali altında kalan Azerbaycan, topraklarını kurtardıktan sonra kaçkın ve göçkün düşen vatandaşları tren vagonlarında, mazgallarda ve çadırlarda yaşadıktan sonra, Azerbaycan Devleti güçlendikçe refaha kavuşturularak, iş alanları, Eğitim ve barınma sorunları çözülerek yaşam sorunları giderilmeye çalışıldı, 30 Yıl “Minsk Gurubunu” oluşturan devletlerin başında Fransa ve ABD gelmekteydi. Kaçkın ve Göçkünlerin sefaletleri, sefillikleri yokluk içinde yaşamaları ana, baba ve kaybettikleri evlat acısıyla yaşamaları Minsk Gurubunu hiç ilgilendirmedi. Duyarsızlıkları ve gelecek yıllar için bölgesel sorunları çözmek değil,  çözülmeyen düğümler oluşturdukları görülmüştür. Durum böyle olunca Azerbaycan kendi Göbeğini kendisi keserek 44 Günlük savaşla topraklarını geri aldı. Minsk Gurubunun içinde karın ağrıları başladı. Azerbaycan Devleti işgalden kurtarılan yerleri virane ve harabelik hallerinden kurtararak modern kentler yaratarak Göçkün ve Kaçkınları kendi topraklarına yerleştirmeye başladı. Ne yazık halen Ermenistan tarafından döşenen “MAYINLAR” halen bölgede canlar almaktadır.    Durum böyle iken; Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 10 Mayıs 2024 te  Şuşa'ya ilk göç eden sakinlerle yaptığı toplantıda Minsk Grubu'nun önde gelenlerini  Fransa ve ABD'nin faaliyetlerini eleştiriyor. Halkına gerçekleri anlatmak bir devlet başkanının görevleri arasındadır. Öte yandan Azerbaycan'daki ABD Büyükelçiliği, “Amerika'nın Sesi” dergisine yaptığı açıklamada,  İlham Aliyev’in söylediklerine tepki gösteriyor..     Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, “Azerbaycan'ın hiçbir zaman savaş istemediğini ve bugün de istemediğini” söylüyor. Galiba ABD Büyük Elçisi Barışa karşı biri.   ALİYAEV   "Savaşa ihtiyacımız yoktu, toprağa ihtiyacımız vardı. Minsk Grubu'nun 28 yıldaki faaliyetleri Azerbaycan halkına yönelikti. Sahte vaatleri ve hareketsizlikleri tesadüf değildi. Dava açmak istemediler. Toprakları Ermenilere vaat ettiler. Tıpkı Sovyet döneminde olduğu gibi, Yahudi aleyhtarı Gorbaçov ve daha sonra Yeltsin, Ermenilere, Fransa'ya, ABD'ye ve ABD'ye söz verdi. Bugün bize bakın, kim, nasıl kilit bir rol oynadıklarını söylüyorlar - Fransa ve Amerika. Bunu açıkça söylemek zorundasınız, daha fazla Fransa. Şunu da bilsinler ki bu coğrafyada bizim irademiz dışında hiçbir meselenin çözümü yoktur" dedi. Cumhurbaşkanı Aliyev, ABD büyükelçisinin bugün Şuşa'ya yaptığı ziyarete işaret ederek, "Şuşa'ya herhangi bir büyükelçinin gelmesi bize teşekkür edilmemelidir. Gel, gelmez, ihtiyacı yoktur. Gelseler de gelmeseler de bir şeyler değişmiyor gibi görünüyor, hiçbir şey değişmiyor. İşte bu topraklarda söz sahibiyiz. Politikamız uluslararası hukuka ve adalete dayanmaktadır." Azerbaycan Cumhurbaşkanı daha sonra şunları söylüyor: "Bizimle hesap görmeden, burada hiçbir adım atılmamalı. Eminim sözümü duyuyorlar ve ne dediğimi anlarlar ve ben de bu söylediklerimi hayata geçireceğim" diyor. ABD'nin Azerbaycan Büyükelçisi, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in ABD hakkında Azerbaycan ve Ermenistan'ın her iki ülkenin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü tanıyan sürdürülebilir bir barış anlaşması yönünde önemli ilerleme kaydettiğini söylediğini söyleyerek verdiği yanıtta, "Onları ( Azerbaycan ve Ermenistan’ı) bu dinamiği sürdürmeye ve geçmiş görüşmelere dayalı bir anlaşma yapmaya teşvik ediyoruz. Her iki ülkenin liderlerini görüşmelere çekmeye devam ediyoruz ve herkesin haklarına saygı duyulan, onurlu ve kalıcı bir barışın sağlanmasına yardımcı olmayı teklif ediyoruz. Ermenistan ve Azerbaycan'ın tüm bölgenin çıkarına olan konuları tartışması ve çözmesi önemlidir." diyor. Gel de inan,  bak hele bak, ne güzel pembe tablo çiziyor.       Bütün bu dış etkenlerin çıkarmaya çalıştıkları iki yüzlülük zorluklarına rağmen, Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanları Ceyhun Bayramov ve Ararat Mirzoya'n 10-11 Mayıs'ta Kazakistan'ın Almatı kentinde yaptıkları toplantıdan “her iki devletin sınırlarını belirlenmesi mutabakat  kararı alınarak  ayrıldılar.          Bu konuda,  Resmi açıklamalarına bakıldığında, "Taraflar, anlaşmazlıklara açık kalan konularda görüşmelere devam etme konusunda anlaştıkları görülmektedir. Güney Kafkasya’nın ve Komşularımızın barışa ve sulha ihtiyacı vardır.      Sağlklı yaşayın, sağlıcakla kalın.